İSTANBUL’UN FETHİNİN 571. YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN…
Fetih kavramını, tarihte ve siyasette genellikle “bir devletin kendi egemenlik alanı dışındaki bir yeri askeri olarak işgal ederek orayı hükümranlık alanına alması, fetih dolayısıyla o yerden yüklü miktarda ganimet elde etmesi ve orayı sürekli haraca bağlamasıdır” şeklinde tarif edenler vardır. Türklerin fetih anlayışını bu anlayışın dışında tutarsak, genel olarak da doğrudur. Türkler, fetihleri, ganimet veya haraç için değil, gittikleri yerlere hukuk, adalet, eşitlik ve ögzürlük götürmek için gerçekleştirmişlerdir. Nitekim İstanbul’un fethi de bu anlayışın doğru ve geçerli olduğunu ispatlamıştır.
Türkler, tarihte sadece önemli rol oynamamışlardır, daha ziyade tarih yapmışlardır, çağ açmıştır, çağ kapatmıştır. İstanbul’un fethi Türk tarihinin önemli bir safhası olduğu kadar Orta Çağ’ın kapatılıp Yeni Çağ’ın başlatılması anlamında Dünya Tarihinin de önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bundan sonra da Mustafa Kemal ile birlikte, emperyalizme karşı ulusal kurtuluş savaşlarının açıldığı bir başka çağı da yine ve elbette Türkler başlatmışlar ve başarmışlardır.
Daha önceki mesajlarımızda da değindiğimiz gibi, “Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz” (Prof. Fritz Neumark).
Tarihinin her aşamasında emeği en yüce değer sayan, özgürlük ve bağımsızlık karakterinin belirgin unsurları olan Milletimiz, bundan sonra da ezilen ve mazlum ulusların örneği olmaya devam edecektir.
MUSTAFA ALPAR /
Kayserililer Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği Genel Başkanı